Global Stratejist Şant Manukyan, Kripto Yatırımında Nelere Dikkat Ettiğini Açıkladı!
-
Yazar :
Gizemli Satoshi Nakamoto’nun dünyadaki ilk ve açık ara en popüler kripto para birimi olan Bitcoin’i yaratmasının üzerinden on yıldan fazla zaman geçti. Ününe rağmen Bitcoin, tek kripto para birimi değil. Bitcoin’in taklitleri, yan ürünleri gibi çok sayıda yeni kripto para ortaya çıktı ve bugün piyasada 7.000’den fazla kripto para birimi var. Aralarından seçim yapabileceğiniz bu kadar geniş bir kripto para birimi yelpazesiyle, yatırımcılar hangi kripto para biriminin yatırım yapacakları konusunda kafa karışıklığına sahip. Ya da daha geniş anlamda kripto yatırımı konusunda bir endişe olduğunu söyleyebiliriz. Biz de bu konuda faydalı bir içerik olması açısından İş Yatırım Uluslararası Piyasalar Direktörü Şant Manukyan’ın blog yazısını sizler için derledik.
Global stratejist Şant Manukyan geçtiğimiz gün, “kripto yatırımı yaparken nelere baktığına dair” bir blog yazısı paylaştı. Kendi portföyümü oluştururken hangi noktalara baktığını paylaşan Manukyan, ilk olarak yazıda geçen coin’lerin bir al veya sat tavsiyesi olarak değerlendirilmemesi gerektiğini vurguladı.
Manukyan’a göre, Bitcoin ve Ethereum zaman zaman oranları değişe bile portföy içinde mutlaka olması gereken 2 kripto para. Bu doğrultuda ünlü stratejist ilk olarak Bitcoin’in nasıl değerlendirilebileceğine değindi. Manukyan’a göre birçok değerlendirme olsa da kendisi iki nokta üzerinde durmayı tercih ediyor: network etkisi ve BTC’nin dijital Altın olarak fiyatlanması. Manukyan, network etkisini şu şeklide açıkladı:
“Birinci nokta network etkisi. Doların özelliklerinden bir tanesi de dünyada hangi coğrafyada olursa olsun kabul görmesi. […] Cüzdan verilerini bu nedenle takip ediyorum. BTC ticarete konu bir varlık olmasa da teorik olarak kullanılabilir olması nedeni ile cüzdan sayısı artıyor mu? Kaç cüzdan aktif? Kaçında BTC var, Kaçı yakın zamanda hareket görmüş, kaçı pasif bir şekilde BTC taşıyor? İşleme konu olan BTC miktarı ortalama/medya ne kadar gibi? Birbiri ile işlem yapabilecek kişi sayısı artıkça BTC’nin değeri olmasa da önemi daha doğrusu verimliliği artacaktır.”
Manukyan, ikinci değerlendirme ölçütünü kısaca Bitcoin’in “altının piyasa payından kapması” olarak açıkladı ve önümüzdeki yıllarda BTC’nin teminat olma özelliği ile de öne çıkacağını, değişen dinamiklerle Altın ve Bitcoin farklı bir statüye sahip olacağını belirtti.
Manukyan portföyün geri kalanını nasıl oluşturduğunu açıklarken DeFi sektörüne değindi. Ethereum’un bu nokta da önemini vurguladı ve şu ifadeleri kullandı:
“ETH2’nin başarılı olacağını düşünsem de portföy yönetimi mantığı içinde yumurtaları farklı sepetlere koymak gerekiyor. Upgrade’in başarısız olması veya yatırımcıların Buterin’e açtığı kredinin sona ermesi durumunda rakip coin’ler normalin çok üzerinde bir getiri sağlama potansiyeline sahip olacaklar. Bu noktada projelerin niteliğine bakmamız gerekiyor. Yeterli alt yapıyı sağlayabilecek nitelikte bir kaç coin varsa (validator sayısı vs gibi detaylar bir yana) stakeleme durumunda getirisi yüksek olanı tercih etmeye çalışıyorum. Örneğin Polkadot şu anda bu yönü ile öne çıkan coin’lerden sadece bir tanesi.”
Yazının devamında Defi bağlantılı, Dex’lerden (merkeziyetsiz borsalar) bahsetti ve bir Dex token için fiyat belirlemesinin nasıl yapılabileceğin açıkladı. Bu kısımda regülasyon endişelerini dile getirdi ve şu ifadeleri kullandı:
“Kısa vadede ise doğrudan Defi pozisyonu açmak yerine Link gibi Defi’nin içinde ancak daha dolaylı pozisyonlar taşımayı tercih ediyorum. Band da diğer bir alternatif.”
Manukyan son olarak piyasa trendlerini takip ettiğini belirtti. Buna örnek olarak XRP’yi gösteren ünlü stratejist şunları söyledi:
“SEC’in davayı kazanacağına inanıyorum ve fakat XRP’nin sorunu davanın doğrudan sonucundan ziyade bir menkul kıymet olarak tanımlanması durumunda ABD kripto borsalarında kottan çıkmasından kaynaklanacak likidite azalması olacak. İkinci bir nokta Tether davası. Tether’in piyasa değeri (malum fiyat burada bir etken değil) 28 Ağustostan günümüze 3 kat artarken USDC yaklaşık 6 kat büyüdü. Bu durumda USDC’nin yeni zinciri olan Stellar veya halihazırda daha önce de bahsettiğim Algorand ve Solana bir anda yatırımcıların gözünde öne çıkan hikayeler oldu. Bu tip hikayeler, dinamik hikayeler, 1 ay sonra önemini kaybedebilir. Bu nedenle hodl stratejisini güden yatırımcılar için doğru bir yaklaşım olmayabilir.”
Yazının tamamına buradan ulaşabilirsiniz.
