ABD Çalışma İstatistikleri Bürosu tarafından açıklanan en son verilere göre, Eylül ayı Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) %3,7’de sabit kalarak uzmanların tahminlerini aştı. Bu yılın başındaki %5’in üzerindeki enflasyona kıyasla bir düşüşe işaret etse de, mevcut oran hala Federal Rezerv’in %2’lik hedefinin önemli ölçüde üzerinde.
Hızla değişebilen gıda ve enerji fiyatlarını dışarıda bırakan çekirdek enflasyon da %6,3 gibi yüksek bir seviyede kaldı.
Federal Rezerv’in art arda yaptığı dört 75 baz puanlık artışın ardından, enflasyon oranının yüksek seyretmeye devam etmesi, artan fiyatları kontrol altına alma çabalarının sürdüğünün açık bir kanıtı. Politikadaki bu önemli değişiklikler, Fed’in enflasyonu düşürmek için aktif bir yaklaşım benimsediğini gösteriyor, ancak fiyat istikrarı üzerinde istenen etki henüz belirginleşmedi.
Enflasyonun beklenenden daha yavaş bir hızda düşmesiyle birlikte, güçlü parasal tedbirlerini sürdürmesi için Federal Rezerv üzerinde bir baskı yaratmaya devam ediyor. Fed’in geçmiş kararları sürekli olarak enflasyon ve istihdam verileri arasında bir bağlantı olduğunu göstermiş ve Kasım ayında yapılacak politika açıklamasına zemin hazırlamıştır.
Enflayonun ABD’de yarattığı baskı sonuç olarak Fed’in de hamlelerini kısıtlamış ve faiz artışlarının devamını tetiklemiştir. Ancak Fed’in kararlı yaklaşımı ekonomide sert bir sıkılaşmaya neden olmuş ve durgunluk endişelerini arttırmıştır.
Federal Rezerv, ekonomik istikrarı desteklemek ve enflasyon endişeleriyle başa çıkmak arasında dikkatli bir şekilde ilerlerken, gelecekteki eylemleri doğrudan enflasyon ve istihdamla ilgili ortaya çıkan durumlara bağlıdır. Merkez bankası ekonomik görünümü zorlamaya devam eden ısrarcı enflasyonu ele almaya çalışırken, yıl sonundan önce daha fazla faiz artırımı olasılığı hakkında spekülasyonlar artıyor.
Merkez Bankası’nın yaklaşan politika kararının, gelişen ekonomik koşullarda devam eden enflasyon sorununu nasıl ele almayı planladığına dair daha net bir resim sunması beklendiğinden, bu karar merakla bekleniyor.